Çok yakın zamanda -geçen cumartesi-
babamın ananesini kaybettik. Ananenin yaşı yüz yaşına yakındı. Tabi o
zamanlarda nüfusa kayıt olayları biraz geç olunca tam bir yaş söyleyemiyoruz.
Allah rahmet eylesin iyi kadındı. Benim dikkatimi ise şu çekti; 'Her ölüm erken
ölümdür' diyor ya şair aynen o durum. Yani ölünce yaş kaç olursa olsun her
zaman yapılacak bir şeyler, tamamlanmayı bekleyen işler bırakırız ardımızda. Ve
hangimiz ne kadar süremiz kaldığını bilmiyoruz, bilmediğimiz gibi bomboş
yaşamaktan da vazgeçmiyoruz. Hani bir kaç yazı öncesinde 'ölmeden önce yapılacaklar listesi' hazırlayın demiştim ya, işte eğer hazırlamadıysanız bir
zahmet elinizi çabuk tutun ve bir an önce uygulamaya başlayın. Benim bu yazıda
asıl değinmek istediğim konu ise pişmanlıklarımız...
Yapsaydım, söyleseydim,
gitseydim... diye kurduğumuz şart kipli cümleler ve bir de en kötüsü 'keşke'
ile kurulan cümleler. 'Keşke' sanki artık istesekte yapılamayacak şeyler için kullanılan
bir kelime yani bir arkadaşınızı üzdünüz ve özür dilemeniz gerekiyorken o
arkadaşınızın ölmüş olması gibi imkansız durumlar. Böyle bir durum hariç hiçbir
şey için geç olmamalı. O sebepten siz yinede bir adım atmadan önce biraz daha
ilerisini düşünün ve pişman olur muyum? diye kendinize sorun. Ama aklınızda eğer
şart kipli cümleler varsa yapın gitsin. En azından denedim dersiniz. Hayat
aslında fazla düşünecek kadar kısa ve bunu benim gibi fazla düşünmekten
kafatasından dumanlar çıkan birisi söylüyor. Söylüyorum çünkü bende kendim için
bazı değişiklikler yapıyorum biraz daha serbest bırakmaya, akışta yaşamaya
çalışıyorum. Umuyor ve inanıyorum ki başaracağım.
Ve sevgili okuyucu affetmeyi
bilin, kendinize öğretin. Affetmek sizi hafifletecek harika hissettirecek,
içinizde kalbinizi hasta edecek duygular barındırmamaya çalışın. Affetmekle
sizi pişman edecek duyguların önüne geçeceksiniz. Suratınızda güzel, huzurlu
bir gülümseme ile bu dünyadan ayrılmanız dileğiyle...
Bir tavsiye: Multitap/Demet Evgar- Bu Şarkıyı Dinliyorsan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder