Yazı yazmaya başladığım zaman
kulaklığımda devamlı tekrarda tek bir şarkı çalar niye bilmiyorum ama bu bende
bir yazma alışkanlığı oldu. Bu yazımda bana Fikret Kızılok ve 'zaman zaman'
şarkısı eşlik ediyor. Bugün hava kapalı ve hafif yağmurluydu aslında gökyüzü
biraz depresif olsa da ben kendi içimde güneşli hissediyorum. Kendime kattığım
her yeni bilgi, kendimde değiştirmek istediğim alışkanlıklarımı değiştirmeye
başlamam, kendi ataletimle verdiğim mücadelede yol alıyor olduğumu görmek
harika hissettiriyor. O halde bana kocaman bir yüz puan..) Geçenlerde 'niye böyle' diye
defalarca tekrarladığım bir andı sanıyorum ki aklını sevdiğim bir ablam 'fazla
düşünüyorsun canım' dedi. Benim lanetimde bu sanırım elimde olmuyor çünkü saçma,
yani neden böyle demek mi ilginç olan?, kafamda deli sorular her zamanki gibi.
Hafta sonuna harika bir film önerim var. Helen Bohnam Carter, Meryl Streep, Carey Mulligan'ın başrolünde oynadığı 'Suffragette'. İngiltere'de oy hakkını elde edebilmek için kadınların verdiği mücadeleyi anlatan film, ataerkil toplumun dayattığı gündelik yaşamı sorguluyor ve insanlara verilen oy hakkını neden sadece erkekler kullanıyor sorusuna cevap arıyor. Ben kendilerini çok beğendim ve sizlere de tavsiye ediyorum.
Hafta sonuna harika bir film önerim var. Helen Bohnam Carter, Meryl Streep, Carey Mulligan'ın başrolünde oynadığı 'Suffragette'. İngiltere'de oy hakkını elde edebilmek için kadınların verdiği mücadeleyi anlatan film, ataerkil toplumun dayattığı gündelik yaşamı sorguluyor ve insanlara verilen oy hakkını neden sadece erkekler kullanıyor sorusuna cevap arıyor. Ben kendilerini çok beğendim ve sizlere de tavsiye ediyorum.
Bugünkü yazı biraz günlük yazmak
gibi oldu. Paylaşmak rahatlatıyor. Farkında olmayı bildiğiniz, 'neden' diye
sorguladığınız, kendinize her gün yeni bir şey kattığınız güzel anlarınız
olsun. Sağlıcakla kalın.
NOT: Kalktım size gülen yumurta yaptım..)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder