30 Ocak 2018 Salı

İÇİM

Sisli, soğuk, karlı ocak ayını da geride bırakıyoruz. Yeni yıl bize yeni bir şeyler getirecek sanırken, sadece yılın sonundaki tek rakamın değiştiği gerçeğini yeniden kavramış olduk. Kışa direnen sadece penceremin önündeki fesleğenlerim oldu, onun dışında biz yaprak dökmeye devam ettik. Ve yine onun dışında her gün olmasa da yeni şeyler öğrendik ya da öğrenmek zorunda kaldık. Her neyse sonuçta insan bir yerden sonra çevresini gittikçe daraltıp, kendine sığınmak ihtiyacı duyuyor. Bilmiyorum yalnızlık bana neden bu kadar cazip geliyor, kimseye bağlı olmadan yaşamanın imkansızlığını seviyorum belki de. Ya da bir yerde güven hissi oluşturan, bir şeyleri paylaştığınızı sandığınız insanların, mutluluğunuzdan mutsuz olduğunu gördükçe kendinizi geri çekiyorsunuz. Bende öyle oluyor olabilir. Umarım siz güzel, samimi paylaşımlar yaptığınız kalabalıklar içindesinizdir. Her şey zamanla, hiç bitmez sandığınız bir anda bitebilir. Nasıl bu hale geldiniz, zamanla. Dost kaybetmek kötü, sebepsiz yere hem de ne yaptığınızı bilmeden. Öyle olsunduysa olsundu. Herkes kendi yerinde mutlu olsun. Yine herkesin gönlüne göre versin rabbim, ilahi adaletin hep böyle işlediğine inanıyorum, yani bir şey yaşıyorsak bir sebebi var çoğu zaman göremiyoruz ama var. Ben yine içimden çıkıp içimi döktüm sevgili okuyucu, yeni başlangıçlar yapmak zordur ama güzeldir. Kalkın, durduğunuz yerde durmayın, dününüz bugünle aynı olmasın, yeni bir şey katın kendinize. Yapabilirsiniz, biliyorsunuz. Hafta ortasından sevgilerimle.

28 Ocak 2018 Pazar

Yalın - Keşke





Yalnızlığı özleyenler için güzel bir Pazar şarkısı, mutlu haftalar..

22 Ocak 2018 Pazartesi

FAWKES

Bir süredir yaşadığım kronik depresif halimden uzaklaşma kararı almış bulunmaktayım sevgili okuyucu. Sebebini bildiğim ama bilmezlikten geldiğim içimden gülmek eyleminin gelmediği somurtkan bir haldeyim. Hiçbir şey beni mutlu etmiyor sanki gülmeyi unutmuş gibiyim yüzümde sadece ufak bir tebessüm oluşuyor ve bununla sınırlı kalıyor ama biliyorsunuz ki bir şeyin ne kadar devam edip etmeyeceği yine kişinin kendisinde bitiyor. Aslında evet zor biliyorum ama bir yerden sonra kendinizi tekrar ayağa kaldırmanız gerekiyor. Çünkü bazen kendi elinizden kendiniz tutmak zorunda bırakılıyorsunuz, yardım ellerini görmenize rağmen. Bunlarla birlikte kendime 'deli kızım uyan' dedim ve listeme tekrar baktım, yapılacak çok fazla şey varken kendimi bırakmamalıydım ve yeniden başladım. Her seferinde Dumbledore'un sadık Anka kuşu Fawkes gibi yeniden doğmak gerekiyor bazen. Ve zaman diyorum. Neyi beklediğimi bilerek ama merak içinde bekliyorum, sanıyorum sabır en sonunda imkansız diye düşündüğüm her şeyi tersine çevirecektir ki imkansız sadece bizim gibi fanilerin kullanacağı aciz bir kelimedir. Hiç şüphesiz 'O'nun için imkansız diye bir şey yoktur.
Siz de ne yaşarsanız yaşayın, kendinizi, hayallerinizi bırakmayın. Her zaman yapılacak bir şeyler vardır. Meşgul olmayı, faydalı işler yapmayı asla bırakmayın. Her şeyin hayırlı ve iyi olanıyla karşılaşmanız dileğimle, iyi haftalar.
Bir Tavsiye: Şebnem Ferah- Deli Kızım Uyan

16 Ocak 2018 Salı

PAT! DİYE


Hayat kendi içinde her ne kadar karmaşık olsa da aslında onu karmaşık hale getiren biziz sevgili okuyucu ve tabii ki diğer insanların hayatlarımıza attığı düğümler de bu karmaşıklığı büyüttükçe büyütüyor. Yapmamız gereken, kendimizi gerçekleştirmek gibi güzel bir amacımız varken, bunun farkına varamadan yaşayıp ölmek ne kadar kötü bir durum, bunu anlamamız ve öyle yaşamaya devam etmemiz gerekiyor.   Kendimizi sevgi dediğimiz şeye kaptırmış gidiyoruz, karşılık alamadığımızdan yakınarak. Sevdiğimizin de bir birey olduğunu, onun da fikirleri olduğunu unutuyoruz. Değer verdiğimizi sanarak karşımızdaki insana zarar veriyoruz. Sevginin karşılıklı olması gerektiği hiç birimizin aklına gelmiyor. Daima aç gözlü bir şekilde istediğimizin olmasını bekliyoruz hak edip etmediğimizi bilmeden. Elimizdekilerle yetinmek yerine sürekli şikayet ediyoruz.

  Evimiz, arabamız, sevdiğimiz olmadan yaşayamam diyoruz kendi benliğimizin kaybının farkına varmadan. İşte tüm sıkıntıların cevabı yine insanda bitiyor. Bütün mutluluğun sırrı barışmakta, başkalarıyla değil önce kendimizle. Mutlu olmanın kendinizde bittiğini başkalarına bağlamanın doğru olmadığını anlamanız gerekiyor sevgili okuyucu. Başkalarından beslenerek mutluluğunuza mutluluk katmak en çok kendi içinde mutlu olmanın farkında olduğumuzda kocaman olur. Lisede bir tarih hocamızın güzel bir duası vardı, bende yazımı o dua ile tamamlamak istiyorum. 'Rabbim uyandırsın'.

Bir tavsiye: Sertap Erener-Bir Varmışım Bir Yokmuşum

8 Ocak 2018 Pazartesi

SEVGİ ÜZERİNE


İnsan bazen vermeli, almak için
O yüreğe sevgi vermeli, dostluk vermeli
Umut ekmeli o sevgi, dostluğu büyütmek için
Bir hayat olmalı; iki kişinin paylaşacağı bir ömür için
Zaman vermeli, anlayış vermeli
İsteklerine gem vermeli...
Bir ömrü paylaşmak için, iki kişilik sevgi vermeli
Dürüstlük vermeli saygılarını vermeli
Bazen ödün vermeli prensiplerinden...
Bazen sıkılmalı başkası için,
İstemediği şeyleri yapmalı paylaşmak adına hayatı
Biraz da cesur olmalı adım atmak için
Verdikten sonra beklemeli, almak için
Sabırla, umutları soldurmadan beklemeli
Bekleyişin hazzını tatmalı
Vuslatı arzulayarak, özlemlere umut ekmeli
İnsan vermeli önce kendisinden
Sonradan almak için.
William Shakespeare

Bir Tavsiye: Lasse Lindh-I Could Give You Love

4 Ocak 2018 Perşembe

NEFES


Anlaşılmadığını düşünmek ne kadar üzücü bir şeydir sevgili okuyucu bunu hiç hissettiniz mi? Bir insanla mutlu olmak için önce onu anlamanız gerekir onu anlamıyorsanız zaten mutlu değilsinizdir. Sizi anlamayan biriyle bir ilişki sürdürmeye kalkmayın sonunda o gülen siz üzülen taraf olmuş olacaksınız. Bu anlayışsızlık genelde şu şekilde ortaya çıkacaktır. Hayatta sevmediğim cümlelerin başında ‘ama ben senin iyiliğini düşünüyorum’lu cümle gelir. Yani arkadaşım bırak ben kendi iyiliğimi düşüneyim, hatta kendi zararıma bir şey yapıyorsam eğer onu da bırak kendi dersimi kendim alayım, öğretimi yaşayayım. Ama bu müdahaleci, ben istiyorumlu rahatsız edici tavır insanı çileden çıkarmaya yetiyor. Aslında gözle tam bir şey görmüyorsunuzdur ama içeriden bir rahatsız his vardır ki bir türlü gitmez. Nasıl çözüme kavuşur sevgili okuyucu emin olun bilmiyorum, özellikle karşı taraf size hiçbir şekilde yardımcı olmuyorsa ama bu şekilde devam etmenin sinir bozucu olduğunu biliyorum. Evet iletişim kurmak, kurmaya çalışmak eğer karşıdaki insan empati kurmayı reddediyorsa çok zorluyor. Bazen sadece nefes almak istersin, görünmez bir poşetin içinde oksijen seviyesinin gittikçe düştüğünü hissedersin hani, işte yerinde bir teşbih. Aşırılıkla normallik arasındaki o ince çizgide yürüyebilmeniz ve sabır dileklerimle...
Bir Tavsiye: Şebnem Ferah-Nefessiz Kaldım
Bir Tavsiye: Oğuzhan Uğur-Mağlubiyet

2 Ocak 2018 Salı

2018


Yeni yılın ilk günlerinden hepinize merhabalar. Bir süre üretim sancısı çekip yazı yazamadığım doğrudur. Tabii ki arada bazı sağlık sorunları yaşamamın da bu arada etkisi oldu. Ama şükürler olsun ki şüphelendiğim her şey tertemiz çıktı. Sağlık durumları çok ince konular, insanın kafasını bu tip durumlar karıştırınca sağlıklı düşünmek zor oluyor. Ölüm kaçınılmaz bunu hepimiz biliyoruz. Ama bir tarafımız bu gerçeği kabul edemiyor. Ya da artık olmadığınızı düşündüğünüzde garip hissediyorsunuz. Hem geride kalanların üzülmelerini istemiyorsunuz hem de bir süreden sonra sizi eskiden olduğu kadar hatırlamayacaklarını düşünüp üzülüyorsunuz. Ortası yok. Sonuçta hiçbir acı baki değildir. Normal günlük akışta yaşadığınız, sıkıldığınız, sıkıntı yaptığınız ne varsa her şeyin boş olduğunu ve hatta ne kadar kıymetli olduğunu anlıyorsunuz. O yüzden sevgili okuyucu şunu iyi bilin, her zaman bir çıkış yolu vardır. Her gecenin bir sabahı olduğu gibi şu anda ne zorluk içindeyseniz bitecek, belki biraz uzun sürdü biliyorum zorlanıyorsunuz ama bunun da bir sınav olduğunu unutmayın, sabır ve şükürle bundan da geçeceksiniz.

2018 size ve bütün insanlığa iyilikler getirsin. Umarım bu yıl dünya biraz daha yaşanılabilen bir yer olur. Sağlıcakla kalın.