30 Eylül 2018 Pazar

MAR ADENTRO


Türkçeye 'içimdeki deniz' diye çevrilen 2004 İspanyol yapımı olan film geçirdiği bir kaza neticesinde yatağa mahkum yaşamak zorunda kalan Ramon'un hikayesini anlatıyor. Hayata dair umutlarınızın olmadığı, mutsuz dönemlerinizde izlerseniz çok büyük faydasını göreceğiniz ayrı bir bakış açısı oluşturacağınız sağlam temelli bir film. 28 yıldır yatalak olarak yaşayan Ramon, ona bakan ailesi ve bu süreçte hayatına giren insanlar içinde Ramon'un ötenazi isteği ve buna karşı yasal engellerin anlatıldığı film hafta sonunuzu değerlendirmek için gayet güzel bir seçenek sevgili okuyucu. Güzel Pazarlar.

28 Eylül 2018 Cuma

MAZİ

Beni daha yakından tanıyanlar 90'ların pop/rock müziğine olan sevgimi bilir, bugün de 90'lar olmasa da lise, üniversite döneminde çokça dinlediğim yerli yabancı rock/metal müzikleri dinledim. Zaman çok geçmemiş gibi görünse de şarkı sirkülasyonunun bu kadar fazla olduğu bir dönemde hala unutulmadıklarını bilsinler.  Ve ne olursa olsun, ne kadar zaman geçerse geçsin, kumaş pantolonla işe de gelsek yazın ortasında bile siyah tişört kalın botla gezdiğimiz, deri bileklik taktığımız zamanları unutmadık. Rock müzik ruhu asla bitmez. ;) \m/

Bir Dua:Allah isteyenlere gündüz işe giden akşamları bateri çalan bir eş nasip etsin. Amin.






Mor ve Ötesi-Kördüğüm
Kurban-Yine
Malt-Deprem
Şebnem Ferah-Babam Oğlum
Teoman, Şebnem Ferah-En Güzel Hikayem
Feridun Düzağaç-Deli
Cobus - 30 Seconds to Mars - Kings and Queens
Kargo-Renklerin İçinde



21 Eylül 2018 Cuma

IKIGAI


Popüler kitapları okumayı sevmeyen ben bir belki iki üç tanecik istisna yapmış olabilirim. Leyla ile Mecnun'u dizisine hasta olduğumdan aldım. Ama bugün size dün itibariyle bitirdiğim 'IKIGAI' adlı minnoş kitaptan bahsedeceğim. Aslında blogumu açtığım ilk günden bu zamana kadar size devamlı sadece çalışmak olmaz farklı bir uğraş edinin diye söylediğimin kitabını yazmışlar ki Japonlar zaten yıllardır bu şekilde yaşıyormuş. Yani reenkarnasyona inansaydım, önceki hayatımda japon bir kedi olduğumu iddia edebilirdim..) Belki ben bu hobidik ilgi alanlarını fazla abartmış ve fazla dağıtmış olabilirim diye düşünüyordum ama meğerse hep kendi ikigaimi aramışım bunca zamandır. Ikigai şöyle bir şey sevgili okuyucu yaptığınız uğraşı hayatınızda hiç bitmeyecek bir sevgiyle sevip, tutkuyla yapmaya devam etmek, emekli olmak diye bir şeyin aklınızdan dahi geçmediği kadar çok sevdiğiniz bir uğraş diyebiliriz. Hayat hiçbir zaman bir varış noktası olmuyor sevgili okuyucu ama o noktaya gelene kadar nasıl yürüdüğümüz, kendimize ne katarak yürüdüğümüz ve yürüdüğümüz yolları ne kadar çiçeklendirdiğimiz çok önemli. İş yoğunluğu, aile hayatı, ekonomik sıkıntılar, sağlık bunlar ve bunlara benzer bir sürü sorunla uğraşıyorsunuz biliyorum. Ama yine de günde az da olsa size kendinizi daha iyi hissettirecek bir şey yapın. Haftada/ayda bir defa da olsa elinize kalemleri alın, on beş dakika da olsa vücudunuzu esnetin, kulaklığınızı takıp biraz yürüyüp gelin, kendinize özel minnacıkta olsa bir zaman ayırın. Uyumadan önce derin nefesler alıp verin, aklınızı yavaşlatın güzel şeyler düşünün. Nazım Hikmet'in zamanında dediği gibi zaten 'dert çoook hemdert yok' devamlı düşünmekte insanı yoruyor. Biraz mola vermek güzeldir. Hem hobi dediğiniz şey bir süre sonra bağımlılığınızı azaltır, daha mutlu hissedersiniz. Neticede üretmek iyidir. Umarım kendi ikigainizi en kısa zamanda bulur, benim gibi fazla dağıtmazsınız. İyi hafta sonları dileklerimle.

19 Eylül 2018 Çarşamba

KUYU


Şükürler olsun. Ben bu yaşıma kadar her zaman neyi kaybettiğimi düşünüp üzüldüysem ilahi kudret sahibi bana hep 'iyi ki' dedirtti, hep iyi ki diyeceğim şeyleri gösterdi ve 'bunun için üzülme, vakit bile harcamana değmezi' bana gösterdi. Hepimiz ömrümüzü tamamlarken hayatımıza birileri giriyor, bazıları sadece deyip geçiyor toz tanesi gibi, bazıları ise gerçekten bize bir şeyler öğretiyor, iz bırakıyor kök salıyor. Aslında bakarsak hepsi bir şeyler öğretiyor ama bazıları boş şeyler öğretiyor. Bazılarını da biz önemli sanıyoruz düşünüp üzülüyoruz ama sonra ilahi güç bize onlarında sadece bir toz zerreciğinden farklı olmadıklarını gösteriyor. İyi ki gösteriyor da bizde yüklerimizden kurtuluyoruz. O kadar abartılı bekleyiş sözlerinin, o kadar büyük yalanların akabinde görülenlere karşılıkta 'kırkı çıksaydı bari' deyip sonra gülüp geçiyoruz. Elde olan bir hiç ve inanca, güvene alınmış bir darbe daha, yine O'na sığınıp yine hayırlısını diliyoruz ve tekrar şükredip, iyi ki diyoruz. İyi ki hep gösterdin, iyi ki hep gördük. Şimdi herkes kendi yolunda, kendi telaşında ne arıyorsa onu bulsun. Her şeyin sonunda bir hayır olduğunu ve er ya da geç iyi ki diyeceğinizi hiç unutmayın sevgili okuyucu. Gözünüzü gökyüzünden ayırmayın. Huzurlu günler görmeniz dileğiyle...

Bir Tavsiye: Fikri Karayel-Yol
Bir Hadise: Tarihin farklı şekillerde tekerrürü bknz:Olmayan Kelimeler

18 Eylül 2018 Salı

BU HAVA


Kulağımda 'bu havada gidilmez' çalarken Konya sınırlarından içeri girdik. Bundan on bir sene önce taşındığımız Kütahya'ya kısa bir gezi yaptık. Kütahya'nın suyundan içen bir gün geri dönermiş efsanesi gerçek gibi görünüyor. Yıllar önce gördüğüm yerler, kapısından girdiğim okullar, pazarına yürüdüğüm yollar hepsini yıllar sonra görmek insana kendini hem garip hissettiriyor hem de mutluluk veriyor.

Aynı zamanlarda uzaklaştığımız şehre tek başıma dönüyorum. Yollar yine uzun ama ayrı. Aynı şiirde olduğu gibi;

Sen geceyi tutuyorsun ben nöbetini
Uzak dağ kışlalarında
Görmüyoruz birbirimizi
Usul usul sis iniyor
Kopmuş yollara
Işığı hafif uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum senin..

Yıllar geçse de bizi biz yapan bütün her şey anılarımız, o yollardan geçen her adımımız, yaşadığımız, öğrendiklerimiz, her bir parçamızı ayrı bir yere bıraktığımız şehirler, arkadaşlıklar bütün bunlar bizi bugüne getiren, bizi oluşturan bütün unsurlar. Neticede karşımıza bizi daha iyiye götürecek insanlar çıkarsın ve doğru zamanda doğru yerde olmayı nasip etsin.