Popüler kitapları okumayı
sevmeyen ben bir belki iki üç tanecik istisna yapmış olabilirim. Leyla ile
Mecnun'u dizisine hasta olduğumdan aldım. Ama bugün size dün itibariyle
bitirdiğim 'IKIGAI' adlı minnoş kitaptan bahsedeceğim. Aslında blogumu açtığım
ilk günden bu zamana kadar size devamlı sadece çalışmak olmaz farklı bir uğraş
edinin diye söylediğimin kitabını yazmışlar ki Japonlar zaten yıllardır bu
şekilde yaşıyormuş. Yani reenkarnasyona inansaydım, önceki hayatımda japon bir
kedi olduğumu iddia edebilirdim..) Belki ben bu hobidik ilgi alanlarını fazla
abartmış ve fazla dağıtmış olabilirim diye düşünüyordum ama meğerse hep kendi ikigaimi
aramışım bunca zamandır. Ikigai şöyle bir şey sevgili okuyucu yaptığınız uğraşı
hayatınızda hiç bitmeyecek bir sevgiyle sevip, tutkuyla yapmaya devam etmek,
emekli olmak diye bir şeyin aklınızdan dahi geçmediği kadar çok sevdiğiniz bir
uğraş diyebiliriz. Hayat hiçbir zaman bir varış noktası olmuyor sevgili okuyucu
ama o noktaya gelene kadar nasıl yürüdüğümüz, kendimize ne katarak yürüdüğümüz
ve yürüdüğümüz yolları ne kadar çiçeklendirdiğimiz çok önemli. İş yoğunluğu,
aile hayatı, ekonomik sıkıntılar, sağlık bunlar ve bunlara benzer bir sürü
sorunla uğraşıyorsunuz biliyorum. Ama yine de günde az da olsa size kendinizi
daha iyi hissettirecek bir şey yapın. Haftada/ayda bir defa da olsa elinize
kalemleri alın, on beş dakika da olsa vücudunuzu esnetin, kulaklığınızı takıp biraz
yürüyüp gelin, kendinize özel minnacıkta olsa bir zaman ayırın. Uyumadan önce
derin nefesler alıp verin, aklınızı yavaşlatın güzel şeyler düşünün. Nazım
Hikmet'in zamanında dediği gibi zaten 'dert çoook hemdert yok' devamlı
düşünmekte insanı yoruyor. Biraz mola vermek güzeldir. Hem hobi dediğiniz şey
bir süre sonra bağımlılığınızı azaltır, daha mutlu hissedersiniz. Neticede
üretmek iyidir. Umarım kendi ikigainizi en kısa zamanda bulur, benim gibi fazla
dağıtmazsınız. İyi hafta sonları dileklerimle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder