21 Eylül 2018 Cuma

IKIGAI


Popüler kitapları okumayı sevmeyen ben bir belki iki üç tanecik istisna yapmış olabilirim. Leyla ile Mecnun'u dizisine hasta olduğumdan aldım. Ama bugün size dün itibariyle bitirdiğim 'IKIGAI' adlı minnoş kitaptan bahsedeceğim. Aslında blogumu açtığım ilk günden bu zamana kadar size devamlı sadece çalışmak olmaz farklı bir uğraş edinin diye söylediğimin kitabını yazmışlar ki Japonlar zaten yıllardır bu şekilde yaşıyormuş. Yani reenkarnasyona inansaydım, önceki hayatımda japon bir kedi olduğumu iddia edebilirdim..) Belki ben bu hobidik ilgi alanlarını fazla abartmış ve fazla dağıtmış olabilirim diye düşünüyordum ama meğerse hep kendi ikigaimi aramışım bunca zamandır. Ikigai şöyle bir şey sevgili okuyucu yaptığınız uğraşı hayatınızda hiç bitmeyecek bir sevgiyle sevip, tutkuyla yapmaya devam etmek, emekli olmak diye bir şeyin aklınızdan dahi geçmediği kadar çok sevdiğiniz bir uğraş diyebiliriz. Hayat hiçbir zaman bir varış noktası olmuyor sevgili okuyucu ama o noktaya gelene kadar nasıl yürüdüğümüz, kendimize ne katarak yürüdüğümüz ve yürüdüğümüz yolları ne kadar çiçeklendirdiğimiz çok önemli. İş yoğunluğu, aile hayatı, ekonomik sıkıntılar, sağlık bunlar ve bunlara benzer bir sürü sorunla uğraşıyorsunuz biliyorum. Ama yine de günde az da olsa size kendinizi daha iyi hissettirecek bir şey yapın. Haftada/ayda bir defa da olsa elinize kalemleri alın, on beş dakika da olsa vücudunuzu esnetin, kulaklığınızı takıp biraz yürüyüp gelin, kendinize özel minnacıkta olsa bir zaman ayırın. Uyumadan önce derin nefesler alıp verin, aklınızı yavaşlatın güzel şeyler düşünün. Nazım Hikmet'in zamanında dediği gibi zaten 'dert çoook hemdert yok' devamlı düşünmekte insanı yoruyor. Biraz mola vermek güzeldir. Hem hobi dediğiniz şey bir süre sonra bağımlılığınızı azaltır, daha mutlu hissedersiniz. Neticede üretmek iyidir. Umarım kendi ikigainizi en kısa zamanda bulur, benim gibi fazla dağıtmazsınız. İyi hafta sonları dileklerimle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder