1 Mayıs 2019 Çarşamba

ÜÇ FİLM BİR DUYGU


Kaç zamandır film sayfalarında gördüğüm ha seyredeyim ha seyredeyim dediğim Before Serisini peş peşe seyredebildim sonunda. Ne zamandır romantik film seyretmiyordum ama bu filmleri sadece romantik olarak nitelendirmek yanlış olur. Daha fazlası bir felsefesi, kültürü var. Trende başlayan hikayede bir gecede bütün şehri gezip birbirlerine aşık olan çiftimiz sonra ayrı yönlere gitmeleri gerekmesiyle ayrılırlar. Adamın kadına ulaşma umuduyla o geceyi kitaplaştırması ve kadının şehrinde söyleşisinin olması kadının oraya gelmesiyle ikinci film başlar ve sonuncu filmde artık bir aile olmuşlardır fakat bu sefer de monotonlaşan ilişki handikabına takılmışlardır. Aşk herkese hissedilebilinen bir şey değil yani tamamlanmış olmak öyle hissetmek bana sorarsanız tek kişiye mahsus ondan öncekiler veya sonrakiler biraz avuntu, biraz iyi yönleri görmeye çalışmak hani sevgi emekti repliği gibi. Asya o aşkı bulamadı, bulamaz ama çocuğunun sevgisi bir adım daha önde olduğundan merhamet edene sevgi gösterene daha yakın hissediyor kendini. Bunun gibi. Duygular karmaşıktır. Asıl önemli olan o insana ulaştığımızda aşkını en çok kazanmayı istediğimiz o insanın gözlerinde kendimizi gördüğümüzde boşvermemek, emekse emek vermeye devam etmek. Zaten hayat sıradanlaştırır diyerek basite indirgememek. Her gün festival gibi geçmez zaten bu gerçekçi değil, ama ufak detayları atlamamak, o seviyor diye yapmak, o yokken bile varmış gibi davranmak başka bir şey. Ekip olmak, arkadaş olmak, o eli güvenle tutmak başka bişey yani öyle olmasını umuyorum. Ölümsüz aşk yoksa da umarım ölümsüz sevgi ve özveri vardır. Ve sizi bu hislerden pişman etmeyecek insanlar da...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder