20 Şubat 2018 Salı

GÖNLÜN MURADI

Bu yazıyı Doğan Cüceloğlu'nun instagram sayfasında okumuş, çok beğenmiştim. Bu sebeple sizlerle de paylaşmak istedim. Bir amacın, bir isteğin, yüce bir şeyin peşinden gitmek hayatı güzelleştirir ve anlam katar, bu yazıda da bu çok güzel anlatılmış, iyi okumalar.

Bu yazımda bana gelen bir mektubun düşündürdüklerini paylaşmak istiyorum. (Kimlikleri anlayacağınız nedenlerle açıklamıyorum. Kişinin imlasını da düzeltmeden olduğu gibi veriyorum; çünkü bu mektubu yazarkenki ruhsal durumunu yazış tarzı da anlamamıza yardımcı oluyor.) merhaba doğan abi;Öncelikle bu maili yazmamın birinci nedeni bir nebze olsun rahatlamak istemek düşüncesi, içinde bulunduğum şartlar açıkça beni artık zorlamaya başladı. Belki bu şekilde çok mail geliyordur size ve bu size kalıplaşmış bir kitlenin sesi olarak yansıyabilir ama bu benim sesim... Doğan abi kitaplarınızın birçoğunu okudum ayrıca yalnızca sizinkileri değil bu dalda birçok kitabı okuma sansım oldu ama acı olan yani su an okuduklarımdan etkilenip doğru şeyler yapamıyorum... Üniversite mezunuyum ve 24 yasındayım,bitirdiğim branş yada ülkenin yapısından veya kendimden dolayı henüz topluma faydalı olabilecek bir işle meşgul değilim ve bu beni özellikle askerliğimi bitirdikten sonra daha çok etkilemeye başladı.Maddi problemlerimden dolayı psikolojik destek de alamıyorum,okuduğum kitaplarda fayda etmiyor.Bu konuda bir nebze olsun rahatlamak istiyorum.Aslında tüm bunları söylediğim için de bir nebze olsun rahatlamış vaziyetteyim. Belki de bu mailim o kadar dikkate alınmayacaktır ama olsun yine de teşekkürler...       
Bu kişinin adını Mehmet koyalım.
Mehmet kendine ve yaşama dürüst bir tavır içinde. Kendi gereksinmelerinin farkında - "yazmak beni rahatlatacak;" ikincisi de kendinin tekliğinin farkında - "bu benim sesim."
Mehmet bilgiye ulaşıyor, okuyor, anlıyor, ama uygulamaya gelince başarılı olamıyor.
Üniversite mezunu. Ama hangi üniversite ve hangi dal söylememiş. Niye söylememiş? Sizin tahmininiz ne bilemem, ama ben üniversitesini ve branşını benimsemediği izlenimini elde ettim.
Şimdi binlerce üniversite mezunu gibi işsiz ve morali bozuk. Psikolojik danışmanlığa, desteğe gereksinimi olduğunu düşünüyor ama bu desteği alacak parasal gücü yok.
Bu mektubu okumayacağımı düşünüyor; ama yazdığı için rahatladığını hissediyor ve bu mektubu yazmasına vesile olduğum için bana teşekkür ediyor.
Mehmet'in dürüstlüğünü, gerçekçiliğini, kendine verdiği değeri ve şeffaf iletişimini sevdim.
Ona şu öneride bulundum:
Şu andan itibaren günlük tut ve her bir yarım saatte ne yaptığını o günlüğe not al.Evet şimdi git bir defter al ve bugünün tarihini koy ve her yarım saat, örneğin 14:00 "şuradayım, şu amaçla şunu yapıyorum" diye not al. Sonra 14:30'da "14:30; şimdi şuradayım; şu amaçla şunu yapıyorum". Yattığın zamanı ve kalktığın zamanı dahi not tut.Ve 4 hafta sonra bana nelerin farkına vardığını yaz.
NİYET - BİLGİ - BECERİ - EYLEM - SONUÇ
Mehmet'in her yarım saatte ne yaptığını gözlemesi onun eylemlerini ve becerilerini gözlemlemesini sağlayacaktır. Bunları yaparken sürekli "şimdi şuradayım; şu amaçla şunları yapıyorum" gözlüğü ile bakınca yavaş yavaş kendi yaşamıyla ilgili NİYET' inin varlığının ya da yokluğunun farkına varmaya başlayacaktır.
Mehmet'in sorunu gönlünün muradını keşfedememiş insanın sorunu.
Çoban günde bir dilim ekmek ve bir testi su ile her gün 20 ağaç dikerek bir yöreyi ormanlaştırırken mutludur. Kendisine verilmiş olan yaşamın anlamlı bir hediye olduğunu düşünür; yaşadığı yaşamın anlamlı, coşkulu ve güçlü bir yaşam olduğunu içi bilir.
Kendini öğretmenliğe vermiş ve elinden gelenin en iyisini yaparak öğretmenlik yapmış biri de, maaşı ne olursa olsun, yaşamının anlamlı, coşkulu ve güçlü bir yaşam olduğunu düşünür. Çoban ve öğretmen gibi kendini doktorluğa vermiş ve elinden gelenin en iyisini yapmış doktor biri de.
Kişi gönlünün muradını keşfetmeden yaşamındaki gerçek NİYET' ini keşfedemez. Gönlünün muradını keşfetmemiş kişiye kitaplar ne verebilir?

Doğan Cüceloğlu (17/09/2006)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder