27 Kasım 2017 Pazartesi

24 Kasım 2017 Cuma

DEĞER


bir çiçeği seviyorsan,

koparma bırak var olsun.

sevmek sahip olmakla ilgili değildir.

sevmek değer vermekle ilgilidir.
Osho

Bir tavsiye:Kalben-Fırtınalar

20 Kasım 2017 Pazartesi

BIRAKINIZ GEÇSİNLER

Hepimiz hayatta belki en çok mutlu olmayı istiyoruz. Peki mutlu olmamız bize mi bağlı yoksa çevresel faktörlere mi? Her şeyin başı seçimler, seçimlerimiz. Hayatımızı ne yöne çekeceğimizin en büyük oluşturucusu kendi aklımızda, kalbimizde, davranışlarımızda, alışkanlıklarımızda saklıdır. Bunu şöyle düşünebilirsiniz; hayatınızı dev boyutlu bir yap-boz olarak hayal edin ve tamamlanacak resimde hayalleriniz olsun. Yap-boz üzerindeki parçaların şekilleri belli ama neyin nereye geleceği konusu biraz muallaklı orada da devreye hisler giriyor ve parçalar pıt diye yerine oturuyor. Bu parçaların yerine doğru oturmasını başarmak ise sağlam bir irade ve sabırla ortaya çıkıyor. Sınavlara hazırlanırken hatırlarsınız sevgili okuyucu, etrafta o kadar çok caydırıcı öge vardır ki normalde dikkatinizi çekmeyen bir şey bile yapmak zorunda olduğunuz sorumluluklarınız olduğunda çekici gelir. İşte burada aklınız devreye girip size yapmanız gerekeni hatırlattığında, iradeniz sizi o masada oturmaya devam ettirir. Bunu başarırsanız o istediğiniz mesleğin parçasını yap-bozunuza eklemiş oluyorsunuz. O gün o masadan kalkmadınız ve vazgeçmediniz. Uzanıp kendi yanaklarınızdan öpünüz. Unutmayın bir işin başı sıkıcıysa sonundaki faydayı ve doğruyu görmeye çalışın. Mutluluk faydalı olanla doğru orantılı şekilde hayatınızda yerini bulacaktır. Yoksa en kolayı bu hayattan basit zevkler peşinde, kendinize bir faydanız olmadan geçip gitmektir. İradenizi haz odaklı olmaktan çıkarmanız dileğiyle...

15 Kasım 2017 Çarşamba

TANIMAK YA DA TANIMAMAK İŞTE BÜTÜN MESELE BU!


Bir insanı nasıl tanıyacağınızı biliyor musunuz?
Ne okuduğuna bakın,
Ne seyrettiğine bakın,
Duvarlarına ne astığına,
Raflarına ne koyduğuna,
Nasıl konuştuğuna,
Nasıl dinlediğine bakın.
Yapmanız gereken tek şey bakmaktır.
Bunlar size onun ruhunun nerede olduğu,
Ve neyle beslendiği konusunda
Her şeyi bildirir...
Ramtha

10 Kasım 2017 Cuma

SONBAHAR


Yere düşen kuru yaprakların üzerine basmak için duvar diplerinde yürüme mevsimi geldi. Sonbaharın en sevdiğim tarafı o yapraklara basmak ve çıkardığı sesi duymaktır. Sanırım bu sevgi ve alışkanlık Elazığ’da yaşadığımız dönemden geliyor. Evimizin olduğu mahalleden yukarı doğru bir yol ve o yol boyunca sıralanmış kavak ağaçları vardı. Her baharda yerler yolun neredeyse yarısına kadar kuru yapraklarla dolmuş olurdu. Kırmızı paltom ve bende o yoldan her geçişimde tüm yapraklara basmaya çalışırdım. Şimdi o kadar çok yaprak birikintisini bir arada bulamasam da yine eve yürüdüğüm yolda yerdeki kuru yapraklara basmadan geçemiyorum. F.D’nin şarkısında dediği gibi “tüm alışkanlıklar çocukluktandır.” Şimdi düşündüğümde on yaşındaki benle şu andaki ben arasında pek bir değişiklik göremiyorum. Olaya daha gerçekçi bakanlar bu durumu şöyle değerlendirebilir; -aah bu kızın kafası aynı hiç mi büyümemiş acaba- diye. Bunu yazarken gülüyorum ama gerçekten değişmiyor. Tabii ki yaşanılanlar büyüyor, sorumluluklar büyüyor, yeni bilgiler öğreniyor, kayıplar yaşıyorsun. Ciddi işlerle uğraşmak, büyüklerin arasına girmek insanı olduğundan daha farklı davranmaya itiyor. Aslolansa içimizdeki ve hep bizimle olan o ses. O ses çocukken size cesaret veren, ‘yapabilirsin’ diyen korkusuz ses. O ses yine sensin. Ama zaman geçtikçe büyümek zorunda kaldığında onun sesini biraz kıstın. Onun sesini kısınca cesaretinin, kahkahanın, farklı düşünmenin de sesini kıstın. Sen ‘o’sun, o da ‘sen’. Yine de ciddi mi olman gerekiyor, o halde ciddi ol ama sıkıcı olma.

Kendinizi günlük işlerin içinde kaybetmediğiniz, içinizdeki çocuğu oyuncaksız bırakmadığınız, bol yağmurlu bir sonbahar geçirmeniz dileğiyle..

Bir Tavsiye: Ferman Akgül-Yürüyorum İçimde

1 Kasım 2017 Çarşamba

DÖNGÜDEN ÇIKMAK

Anın tekerrür ettiğini fark ettiğiniz an, döngüye girdiğinizi de fark etmişsiniz demektir.  Ve bu döngü artık size ve bu döngü içinde olan diğerlerine zarar vermeye başladığında en güzeli döngüye son vermektir. Bir yere varamayacağınızı ve boşa vakit kaybettiğinizi anladığınızda moraliniz bozulur. Son zamanlarda bendeniz böyle bir döngü içinde olduğumu hissediyorum. Kendim olmak dışına çıkmak zorunda kaldığım, boş araştırmalara girip, aklımı ve enerjimi bir arap saçına dönüştürdüğüm bu durumdan yeterince rahatsız olduğumu biliyorum. Gözlerim camdan dışarı dalıp daha sonra camımın önündeki fesleğene takılıyor ve bana yeterli mutluluğu verdiğini görüyorum. Hayatta başaracağım çok şey var, ben fark ettim ki kendi döngümde mutluyum, yani yerini seven bir çiçek gibi başka yere konulmak istenince yapraklarım sararmaya başlıyor. Ne istediğimi neyle nasıl mutlu olacağımı bildiğimden belirsizlik, sürünceme, tutarsızlık zaten sabırsız bir bünyeye sahip olan bana iyice sıkıntı veriyor. Tepkisiz değilim ama içime atıyorum, susmuyorum ama anlatamıyorum.  Sonuç olarak sevgili okuyucu hayat bizlere devamlı bir şeyleri seçtirmek durumunda bırakıyor, her seçim de bir şeyden vazgeçmeyi gerektiriyor. Siz bir şeye karar vereceğiniz zaman kendiniz olmaktan vazgeçmeyin yeter. Kendi değerinizi bilin, istediğinizde neler başarabileceğinizi kendinize hatırlatın, içinde bulunduğunuz döngüden çıkın. Kitap okuyun, neleri sevdiğinizi keşfedin, bir müzik aleti çalmaya çalışın, sizi diğerlerinden ayıracak yaparken kendinizi iyi hissedeceğiniz o şeyi bulun. Kendinizi insanlara ve gelmemiş durumlara bağlamayın. Şöyle olursa yaparım, o olsaydı olurdu demeyin siz başlayın o zamanda, o kişide zamanı geldiğinde hayatınıza gelecektir. Önemli olan sizin içinizde kendinizle olan savaşı bitirmeniz ve beyaz bayrağı sallamanız. Umuyorum hayat sizlere ve bana istediklerimizi en güzel şekilde verecektir. İnanın hep umut edin, her şey güzel olacak.

Bir tavsiye: Turgut Uyar-Denge