29 Eylül 2017 Cuma

AY AYDINLIK


Hepimizin bir hikayesi var. Ve bu hikayelerde çok üzüldüğümüz anlar yaşadık, 'bitti artık' dedik belki, 'artık olmaz, gitmez, tekrarı olmaz' bazılarımız hayatına son vermeyi düşündü belki o kadar umutsuzdu.
'Herkesin derdi kendine büyük' derler ya, en büyük dert birinciliğini bizimki almıştı. Ama en kötüsü de yaşanılan her şeyden bir ders çıkardık ve ön yargı oluşturduk. Herkesi aynı kefeye koyup değerlendirmeye başladık. Ama tüm bu üzüntülerden, olumsuzluklardan, yalanlardan, inanmayı isteyip inanamadığınız her şeyden daha güçlü bir şey var. Yenilenmek ve güzelliklere yenilmek; bir bebeğin bakışına, açık havada esen rüzgara, gökkuşağına, güzel bir sese, müziğe, birinin gülüşüne... İşte bunlar ve bunlara benzer şeyler bizi yenilemeye yardım eder, fark edelim. Kalbimiz yumuşadıkça yüzümüzde ufakta olsa tebessüm oluşmaya başlıyor. Eğer yanında seninle birlikte gülen birisi varsa yaşamak biraz daha çekilebilir bir hal almaya başlıyor. Sonra o üzüntüler dakikalar gibi geçiyor, sanki çok ağırmış gibi görünen her yük hafiflemeye başlıyor. Yeter ki bırakmayın. Kendinizi, hayatınızı o karanlığa bırakmayın, canınız çok acısa da yapmanız gereken şeyleri yapın ve serbest bırakın.

Ve en önemlisi ön yargılarınızdan uzaklaşın. Herkes onun gibi üzmeyecek sizi, onlar gibi ötelemeyecek, değersiz hissettirmeyecek. Ve bir daha olmaz dediğiniz şeyler başka bir surette hatta daha güzelleşmiş bir halde gelecek size. Hep umutlu olun. Göğe bakmaktan vazgeçmeyin. İyi hafta sonları.

Bir tavsiye: Flört-Biz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder