Herkese merhabalar, iki haftaya
yakın bir süredir herhangi bir yazı paylaşamadım. Aslında gün içinde o kadar
çok fikir geliyor ki aklıma sonrasında muhakkak bir zorunlulukla fikirlerimi
öteliyorum. Özellikle bu aralar normalin üzerinde bir eforla çalışıyorum. Bu durumdan
şikayetçi miyim? aslında hayır, ne kadar 'bugün ne kadar yoğundu yaaaaaa' diye
aramızda konuşsakta bir yandan bu durum hoşuma gidiyor. Hafta içlerinin
yoğunluğu yetmezmiş gibi hafta sonlarıma da birden fazla program yaparak
koşturmaya devam ediyorum. Niye bilmiyorum ama bu yoğunluk aklımı fazlasıyla
meşgul edince düşünmek istemediğim şeyleri de düşünmemiş oluyorum. Eğer bu
yöntem kafamın içinde yuvalanan tırtılları temizlememe yardımcı olursa size de
bildireceğim, lakin şuna inanmıyorum. Bir insan bir sabah uyanıp 'aaaa tamam ya
ben unuttum/bitirdim/düşünmüyorum.' demez, diyorsa zaten henüz o his içinden
çıkamamıştır. Yakın bir zamanda bir şarkıyla, bir yürüyüşte, bir anlık
sakinlikte, uyumadan önceki o beş dakikada tekrar ortaya çıkacaktır. Şimdi bu
fikirle size 'devamlı meşgul olduğunuzda artık düşünmediğinizi göreceksiniz'
dersem kendi içimde paradoksa düşmüş olacağım. Bunu da yazarken fark etmem
harika oldu. Karalama bile olsa yazmanın faydaları sevgili okuyucu :)Bu yazının
sonucunda siz yine kendinize faydalı, aklınızı güzel şeylerle meşgul edecek
uğraşlar edinin, gerisini ise zamana bırakın, bırakın olması gereken olsun.
Bir not: Bu yılın en güzel günü
olan benim canım doğum günümde beni yalnız bırakmayan, her halükarda arayan,
mesaj atan, minnoş hediyeler alan sevgili ailem ve arkadaşlarıma teşekkürü bir
borç bilirim.
Bir tavsiye: Bulutsuzluk Özlemi-Sözlerimi
Geri Alamam
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder