Hiçbir şey
istemedim. Büyük, geniş, ferah. Evet aklımdan geçirdim, yalan söyleyemeyeceğim
zaten söylemeyi denediğimde gülesim geliyor. Bende susuyorum. Zaman ilerlemesinin
bana kattığı en güzel huy bir şeylere şikayetlenirken bunu fark edip şikayet
eden beni durdurması oldu. Kaç günlerdir böyle bir aktivite olsa bir şeyler
olsa arayışındayım. Aslına bakarsak buldum da bir sürü bir şey boş durmuyorum
ama ne aradığımı bulamadım. Bulamayınca da hemen somurtuk hemen ofurdanmaya
başladım yine, sonra dedim ki aramaya devam edeceksin yapacak bir şey yok.
Dolduracaksın günlerini, kendini, uğraşmaya devam et. Ve kendi sözümü dinleyip
3 farklı oyuna bilet aldım. Kahve yapımıyla ilgili workshopa da yazılayım bu
düşünce aşamasında şimdi. Bu yazı bitsin bir de sinema tarayayım. Niyeyse bu
aralar devamlı bilgisayar oyunu, playstation oynayasım var, bir de canım acayip ay çöreği
çekiyor Ankara’da olandan ne ilgisi varsa. Her neyse yine küçük şeyler sevindirir
ruhumu yeter ki içinde sanat, incelik bulundursun. Kaktüslerim çok tatlış oldu
ama domatesim ürün vermedi işte buna bir nebze üzülüyorum. İnsan kendinin
farkında oldukça mutlu olduğu şeyleri de daha kolay ayırt ediyor. Bende kendimle
vakit geçirmeyi daha çok sever oldum. Eskiden boşluktan sardığım şeylere artık
ilgi duymuyorum. Evet insan bazen yanında iyi vakit geçirdiği biri olsun istiyor
ama gittiğin yerlerde tanımadığın insanlarla tanışmakta iyi geliyor. Hem ne
demişler hayatına eşlik etmek isteyen zaten geliyor değil mi. Kafamı kaldırıp
odamın penceresinden baktığımda bana gülümseyen bir bulut surat görüyorum. Kendinizi
kendinizle vakit geçirmeyi sevecek şekilde eğitin, bazen zorunda da olsanız daha
çok tercih etmeniz dileğiyle…Bir Tavsiye: Daha Mutlu Olamam- Mor ve Ötesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder