16 Ocak 2020 Perşembe

ÖLMEDİM AMA YAŞIYOR DA SAYILMAM!


Son birkaç yıl içinde yaşadığım en kötü hastalığı yaşıyorum sevgili okuyucu, size bin kat yorganın, battaniyenin altından yine de iflah olmaz bir üşüme ile yazıyorum. Arka planda ciğerimi deliveren aşkı görün çalıyor hastalık üşütme sebebiyle betleşmiş sesimle eşlik ediyorum. Çünkü her öksürdüğümde benim de ciğerim deliniyor sanki tam göğsümün ortasına bıçaklı bir mikser takılmış ve ne zaman öksürüp, hapşursam içeride birkaç tur döndürüyorlar. Verdiği acı tarif edilemez. Nasıl bir bakteri anlamasalarda kendisi içimde halay çekmekle meşgul. Beynimi kaplayan mukoza tabakası ile yaptığım saçma şakaları bunlara kendi kendime yine o bet sesimle hırıl hırıl gülmemden ve tıkanık burnum yüzünden uykusuz gecelerden, silmekten turpa dönmüş burnumdan hiç bahsetmiyorum bile. Bu halde kendimden bi hayli soğumuş durumdayım. Soğumak demişken ne kadar soğuk yahu! İyi günlerde yanında olan insanlar evet önemli sevincini paylaşan vs. ama asıl kötü haldeyken, elini kaldıracak takatin yokken bi nasılsın merak ettim diyen azınlık bir grubun olması güzel bir şey. Her ne kadar birçoklarının umurunda olmadığını gördüğün ve sadece zannettiğin kişiler olduğunu anlamış olsanda, evet bir nebze üzücü ama yer edinememişim demek ki diyor insan ve kendini tutmaya devam ediyor içimde her ne kadar gamsııızzz vicdaaansııız temalı şarkılar çalsa da hayat devam ediyor. Yazımı Peygamber Efendimizin (sav) bir hadisi ile bitireyim;
“Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin: ölüm gelmeden önce hayatın, hastalık gelmeden önce sağlığın, meşguliyet gelmeden önce boş vaktin, ihtiyarlık gelmeden önce gençliğin, fakirlik gelmeden önce zenginliğin.” (Buhari,”Rikak”, 3; Tirmizi, “Zühd”,25)
Bir Tavsiye: Güler Özince- Merkür Retrosu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder