29 Eylül 2019 Pazar

GÜZ


Oldukça koşturmalı geçen bir Eylül ayının da sonuna gelmiş bulunmaktayız sevgili okuyucu, sanıyorum hepimiz için yoğun geçti en başta okullar açıldı, tatil bitti, yeni başlangıçlar yeni arkadaşlıklar başka bir sınıfta yeni kitaplar… ben okulun ilk gününün gecesi hiç uyuyamazdım ki penceremden bakıldığında okulumu görürdüm. Sabahçıysam (şimdi hala sabah öğlen ayrımı var mı bilmiyorum) sabaha kadar uyuyamazdım, öğlenciysem de öğlene kadar zaman geçmezdi. Okula gitmeyi severdim, her sene de ilk sene heyecanı gibi uyuyamazdım, güzel zamanlardı. Yaz mevsimi benim en sevdiğim mevsim de olsa Sonbaharın insanı toparlayan, düzene sokan bir tarafı var. O yüzden sizde derdi nediiir bu sonbahaaarın demeden önce kendinize bir düzen oluşturun.😊 Bu dönem için yapabileceklerinizi düşünün, yapmak istedikleriniz, erteledikleriniz, bitirmek zorunda olduğunuz işleri bir sıraya sokun. Zorunda olduklarınızı ilk sıraya yazın bu sene halledilecek diye motivasyonunuzu oluşturun. Yani bunu şöyle örneklendirebiliriz; bu sene bir sınavı kazanmanız gerekiyordur bu sene halletmeseniz belki seneye de olabilir yani dünyanın sonu değil sonuçta ama bu sene olsa sanki size en sevdiğiniz tatlıyı yemekten daha büyük bir haz ve mutluluk verecektir. Bu zorunda olduğunuz bir şey bunu halledecek şekilde yapın programınızı onun dışında bu ana hedefin ekseninde dönecek size nefes alacak birkaç şey daha ekleyin. Gün içinde saatlerinizi nasıl kullandığınızın farkında olun yani zaten bütün sürem okulda, işte geçiyor ve ondan kalan zamanın hepsinde çalışmamı yapıyorum diye düşünüyor olabilirsiniz ama bir yarım saat bile olsa kendinize ayırın ve sevdiğiniz bir şeyi yapın. Bunu da şöyle örneklendirebiliriz; uyumadan yarım saat önce kitap okumak, mola verdiğinizde esneme hareketleri yapmak, hafta sonu uzun sürmeyecek bir tarif denemek, bir önceki gece iyi çalışıldıysa ertesi gün bir film seyretmek, tiyatroya gitmek (sezon açıldı yihuu) vb. vb. yani size boş değil aynı zaman da motive edecek ve kafanızı faydalı dağıtacak aktiviteler önermeye çalıştım sevgili okuyucu ne anlatmak istediğimi anladınız, boş değil faydalı, boşmuş gibi vicdan yapmayın çünkü arada es vermek hepimize gerekli ve en önemlisi hiçbir şey dünyanın sonu değildir. Bazen üzüldüklerimize üzülmemiz gerekiyordur yani sonrasında kendimizi toparlayıp istediğimiz şeye gidecek başka yollar var mı ona bakabiliriz. Umarım bu yeni dönem hepimize iyi gelir, bu Eylül’ün son pazar gününe yakışacak tavsiyeler hemen aşağıda kendinize dikkat edin…
Bir Tavsiye: Eylül Akşamı-Bülent Ortaçgil
             Son Yaprağıydı Güzün- Feridun Düzağaç
             Yağmurun Elleri- Yeni Türkü
             Bir fincan bitki çayı, güzel bir kitap
                      😊

24 Eylül 2019 Salı

7 Eylül 2019 Cumartesi

KISA TUR


İfade etmek zor oluyor bazen yani beyaz bir sayfayı yazmaya başlamak, düşünmek, o kadar yoğunluğun bir sürü fikrin içinden birini çekip yazıya dökmek hatta yazıya döküldükten sonra tam bir şey yazmamış olduğunu fark etmek de yazmaya dahil.😊 Uzun süredir aklımda yazacaklarım birikmişti aslında ama şu anda bir şey bulamıyorum. Marmara gezisinden uzun uzun bahsetmek istiyorum ama hislerimi layıkıyla yazamayacağım kanaatine vardım. Örneğin, Çanakkale anlatmakla yazmakla fotoğraflarına bakmakla anlatılacak gibi değil. Gidip hikayelerini dinlemeniz gerekiyor. O deniz kokusunu, tabyaları, şehitliği gördükten sonra hissettiğim şeyi yazamıyorum ama kesinlikle görülmesi şart olan yerlerin başında geliyor. Tavsiye edilir. Onun dışında gecenin bir yarısı Çanakkale sokaklarında peynir helvası peşine düşmek, Anzak koyunda deniz kabuğu aramak, başı eğik lale hikayesi, camilerdeki deve kuşu yumurtaları, hükümdar mahfilleri, tıp medresesi, cami tavanlarına bakmaktan tutulan boynum, kimsesizler mezarlığı, Caddebostan, Ayasofya da mahsur kalmak Ayasofya ya hayran kalmak aslında yıllar önce orada şu anda yaşamayan insanların dolaştığını bilerek ayak basmak bana hep çok ilginç gelir bunu bu gezide en yüksek seviyede hissettim. Mimar Sinan’a zaten bir hayranlığım vardı ama bu geziden sonra oğlum olsa sırf ona benzer belki diye adını Sinan bile koyabilirim öyle bir hayranlık durumu oluştu bende. Tüm bunlara ek olarak yaşadığım her olayda kendime eskiden bende olmayan yeni özellikler katıyorum onu fark ettim. Neticede böyle tatiller ruhu besliyor deniz tatili iyi hoş evet geziler daha çok yoruyor ama insanın aklını dinlendiriyor, bir şeyler öğretiyor bundan kesinlikle eminim.
Ve Eylül. Sonbaharın gelmesiyle yine benim yapraklara basma sevgim de başlamış oldu. Rüzgar esecek, günler değişecek, her yer beyaz olduğunda zihnimde berraklaşmış olacak, zor günler geçecek.
Seyirlik Bir Tavsiye: My Neighbor Totoro, bir Miyazaki animasyonu olan Komşum Totoro iki kız kardeş ile orman ruhları ile olan ilişkiyi anlatıyor. Kedi otobüsü benim favori sahnemdi. 😊
Dinlemelik Bir Tavsiye: Jabbar- Cesaretsizce Olmuyor